14 Aralık 2011 Çarşamba

Tutku



                                           


 Uçmak benim için bir tutkuydu. Tıpkı bir insana aşık olmak, ona tutulmak gibi… Yaptığım işi öylesine seviyordum ki, dezavantajlarını göremiyordum. Gece gündüz, bayram seyran demeden sürekli uçmak, bir yerlere gitmek insanda alışkanlık yapıyor. Bu mesleği bıraktıktan sonra inanılmaz bir boşluğa düşüyorsunuz. Hele bir de bir ofis işine girmişseniz gerçekten işiniz çok zor… Sürekli gezmeye alışmış bir insanın evde oturması gibi bir durum oluşuyor. Önceleri ofis üstünüze üstünüze gelir, sonra uzun bir süre sizi basar. Kaçmak isterseniz ama gidecek yeriniz yoktur. L Başka insanlar tanıdıkça ufkunuz genişler. Başka kültürleri gördükçe tüm insanlığı anlayabilen  bir insan olursunuz. Buda sizi ekstra anlayışlı ve hoşgörülü yapar herkese ve her şeye karşı…
 Arabistan ‘a yaptığımız hacı uçuşlarından bir tanesinde hacı adayı amcalardan birisi uçağa gelir gelmez kanat üstü çıkışlarda beklemekte olan  benim yanıma geldi koşarak. Soluk soluğa kalmıştı zavallıcık. Aramızda şöyle bir diyalog geçti :

-         Kızım burası tekerlek üstü mü ?
-         Nasıl yani amcacım anlayamadım ?
-         Emmimin oğlu söylediydi tekerlek üstü çok sallıyormuş.
-         Otobüs mü amcacım bu uçak, öyle bir şey olur mu hiç (!)
-         Yalan mı söylüyor yani emmimin oğlu ? Sallıyormuş işte, var sen beni başka bir yere oturtuver kızım.
-         Peki amcacım başka bir yolcumuzdan rica edip yerinizi değiştireceğim.

   J Hoşgörü demekle ne demek istediğimi daha iyi anladınız herhalde. Başka bir uçuşta
( Amsterdam – Ankara ) yine yaşlı bir amca bana , “ – kızım kaptana söyle  Keçiören’de beni indirsin “ demişti. J Gerçekten de uçakta böyle bir teknolojinin olmayışı amcamız için büyük talihsizlik. Çoğu zaman o kadar hoşgörülü ve sabırlı oluyordum ki ben bile kendime hayret ediyordum. Mesela 50 dakikalık Antalya – Telaviv uçuşunda her yolcu 6 tane içecek istediğinde sakinliğimi, sabrımı, sükunetimi koruyarak ve gülümseyerek yolcuya servis yapabiliyordum. Bu sanırım bütün işler için geçerli, severek yaptığınız bütün işlerde hep başarılı ve mutlu olursunuz. Bende bu mutluluğun verdiği hazla canla başla çalışıyordum.



                                           



Özellikle ekip arkadaşlarımla aile gibi çalıştığım bir havayolu şirketim vardı. Onlarla çalışırken ya da yatılara gittiğimizde, kendimi hiç evimden uzakta hissetmiyordum. O kadar aile gibi olmuştuk ki uçuş dışında da birbirimizi aramadan  duramıyorduk. Aslına bakarsanız hala o şirketteki birçok arkadaşımla görüşüyorum. Böyle bir ekip bir daha  denk gelmez diye düşünüyorum. Beraber gülüp, beraber ağlamak, hele de böyle can arkadaş olduğun insanlarla...
Başka serüvenlerde ve dünyalarda görüşmek üzere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder